Değiştirdiğim 1 İnancın Öyküsü: Sorgulama, Dönüşüm ve Yeniden İnşa
Değiştirdiğim Bir İnancın Öyküsü: Sorgulama, Dönüşüm ve Yeniden İnşa
İnsan varoluşunun en derin köşesinde, bazen en sağlam görünen inançlar bile titrer. Bir zamanlar kaçınılmaz kabul ettiğimiz düşünceler, yaşam deneyimleriyle çatışabilir; o çatışmanın sürtüşmesi, bireyin zihninde usul usul bir devrim başlatabilir. İşte bu yazıda, zihnimin bir köşesinde kökleşmiş inançlardan birini nasıl değiştirdiğimi; bunu nasıl bir içsel sınav, kırılma ve yeniden inşa sürecine dönüştürdüğümü; ve bu dönüşümün ardında yatan anlamları paylaşmak istiyorum. Bu yalnızca bir öykü değil; aynı zamanda zihinsel bir laboratuvar davetiyesidir.
1. İnancın Kökleri: Neden O İnanç?
Hayatın erken dönemlerinde edinilen inançlar, çoğu zaman düşünsel bir incelemeden geçmeden benimsenir. Toplumsal, kültürel, ailevi baskılar, eğitim süreci; bunların her biri bir zemin hazırlar. Fowler’in İnanç Gelişim Teorisi’ne göre, inanç belli aşamalardan geçerek olgunlaşır ve değişebilir. DergiPark+1
Ben de uzun süre, “kesinlik arzusu” üzerine kurulu bir inanca sahip oldum: Her şey açıktır, bir muhtemel hata ya da gri alan olmaz. Dünya siyah-beyazdır, doğru mutlaktır, belirsizlik zayıflıktır. Bu inanç, gençlik yıllarımda bana bir güven, bir sabitlik hissi vermişti. Fakat zamanla bu sabitlik, sıkışma, bastırılmış soru ve sıkıntılarla çatışmayı başladı.
İçsel sorgulama, zihni çatlatan çatlaklar açar. O çatlaklardan içeri ışık girmeye başladığında; inancın perde arkasında kalanı da gözlemler hale geldim.
2. Sorgu Başlıyor: Dissonans* ve Şüphe
İkna edici bir argüman, beklenmedik bir karşıt örnek ya da yaşanmış bir travma… İçsel bir kriz anı, inançları sorgulamanın kıvılcımını çakar. Benim için o an, hayatın beklenmedik acıları, ilişki yitimleri, uğradığım adaletsizliklerdi. “Neden?” sorusu peş peşe geldi.
İçsel dissonans, zihinde rahatsız edici bir gerilimi doğurur: “Eğer her şey kesin ise, neden bu çelişki var?” Bu gerilim, kişiyi ya inancı savunmaya iter ya da radikal bir revizyona yönlendirir. Ben ikincisini seçtim. Çünkü susturmaya çalıştığım her soru, daha derin bir yankı bırakıyordu.
Psikolojide, inancın değişimi bazen ani (conversion) bazen uzun süreçli olabilir. Isam Veri Benim değişimim, uzun bir içsel yürüyüştü: sabır, dikkat, kırılganlıkla. Stil olarak ne kadar “doğru bildiklerim”i sorgulamaya açarsam, o kadar büyüdüm.
3. Yeniden İnşa: Yeni İnanç İnşası
Sorgulama süreci yalnızca yıkmak değil; yeniden kurmak içindir. Boş kalan bir zihinsel alan, yeni anlamlarla doldurulmak ister. Burada üç temel adımı kullandım:
-
Tanılama ve Tespit
Hangi inanç hâlâ elimde güçlü duruyor? Hangileri artık suni, zorlayıcı? Bu tespit, acıtmadan yapamaz; çünkü kökler derinde. -
Yeni İnanç Alternatifi Geliştirme
Boşalan alana ne koymak istiyorum? Belirsizlik korkutucu değildir artık; tam tersine düşünsel bir özgürlüktür. “Her şey kesin olmalı” inancının yerine koyduğum alternatif: “İçimde bir akıl ışığıyla, her yeni deneyim olasılıklar dünyasını genişletebilir.” -
Pratik Uygulama ve Sınama
Yazıya dökme, meditasyon, diyaloglar, kâğıda dökülmüş düşünceler… Yeni inanç, yalnızca zihinde var olamaz; davranışa, seçime, empatiye, hataya dönüşmelidir. Yanıldım; değiştim; öğreniyorum.
Bu dönüşüm süreci, tıpkı bir kemik kırıldıktan sonra yeniden kaynaması gibidir: eskisi gibi değil, daha güçlü, pürüzlü, hatırlatıcı.
4. Değişen İnancın Olası İçeriği: Bir Dizi Örnek
Aşağıda, bireyin kendisinde ya da toplumda karşılaşabileceği “değiştirilebilecek inançlara” dair örnekler ve dönüştürücü yaklaşımlar:
| Eski İnanç | Dönüşüm | Yeni İnanç Yaklaşımı |
|---|---|---|
| “Bütün doğru bir tanedir.” | Göç | “Doğru birçok yüzlüdür; her birey anlayışıma farklı bir ışık tutabilir.” |
| “Belirsizlik korkunçtur.” | Kabul | “Belirsizlik, yaşamın akışına tanıklık ve gelişim alanıdır.” |
| “Hatalar affedilmezdir.” | Merhamet | “Hata, insanın en öğretici anıdır; merhametle yaklaşınca dönüşür.” |
| “Hayatın anlamı tek ve sabittir.” | Çok manalılık | “Anlamlar katmandır; ben, sürekli değişen metinlerin yazarıyım.” |
Bu değişimler basit gibi görünse de, zihinde bir yönetim paradigmasının yer değiştirmesidir.
5. Derin Anlamlar: Kimlik, Özgürlük, Bağlanma
İnanmayı değiştirmek, insanın kimlik sahasını genişletir. Kim olduğumuzu, hangi düşüncelerin bizi tanımladığını sorgulamak; maskeleri düşürmekle eşdeğerdir. Değişen inanç, kölelikten özgürlüğe geçişin işaretidir.
Aynı zamanda “bağlanma” kavramı yeniden tanımlanır. Artık inanç, dışsal otoritenin baskısı değil; içsel bir davettir. Bu bağlanma, özgür bir bağlılığa dönüşebilir.
Manalı bir hayat sürdürebilmek için inanç ile eylem arasında köprü kurmak gerekir. Bu köprüyü inşa etmek; somut etik seçimler, ilişkiler, fedakârlık ve empati yoluyla mümkün olur.
6. Türk Okuyucu İçin Çağrışımlar
Türk kültüründe “iman”, “inanç”, “kader”, “takva” kavramları derin köklere sahiptir. Bu metin, gelenekle kopmak ya da reddetmek için değil; o köklerden yeniden filizlenmek için bir davettir. İnanç değişimi, inançsızlık değil; daha bilinçli, derinlikli bir bağlılık arayışıdır.
Sonuç: İnanç Değişimi Bir Yıkım Değil, Yeni Bir Yaratımdır
Hayat bize zamanla gösterir ki, en sağlam sandığımız kökler bile sallanabilir. Önemli olan, o sallantıyı felaket değil, fırsata çevirmektir. Değiştirdiğim inanç, beni daha esnek, kırılabilir, derin ve meraklı biri haline getirdi.
Her insanın zihninde bir mücadele korkusu vardır; bu korkuyu bulmak, adını vermek ve dönüştürmek erdemdir. Bu makale senin; bozulan köprünü yıkıp, yeniden kuracağın bir rehber olabilir.

