Bu Satırları Okurken Sen de Aklından Geçen, Hayallerini Süsleyen 1001 Güzellikle..

Bu Satırları Okurken Sen de Aklından Geçen, Hayallerini Süsleyen 1001 Güzellikle..
Bu satırları okurken… Belki sen de fark edebilirsin… Bir zamanlar sadece içimde bir kıpırtı olan, sessizce büyüyen o hayallerin… Bugün nasıl da ışıl ışıl bir gerçeğe dönüştüğünü. O ilk anlarda, zihnimde kıvılcım gibi beliren dileklerin; hayatın bana sunacağı bu kadar zarif, bu kadar zengin, bu kadar güzellik dolu bir gerçeklikle buluşacağını tam olarak bilemezdim… işte şimdi hissediyordum.
Şimdi geriye baktığımda, yaşamın bana sunduğu her deneyimin… İçsel rehberliğimi güçlendirdiğini… Beni bugünkü dinginliğe, sevgiye, bolluğa taşıdığını görüyorum. Ve tüm bunların, aslında çok daha fazlasını çağıran bir başlangıç olduğunu bilerek gülümsüyorum.
Artık çevrem; beni seven, değer veren, yaşamlarında benim varlığımla neşelenen, samimiyetle bağ kuran insanlarla dolu. Onların şefkati beni sararken; ben de onlara sevgiyle sarılıyor, bu karşılıklı bağı büyütmenin tarifsiz keyfini yaşıyorum.
Bu bir aile hissi… Hem de kalpten kalbe işleyen bir bağlantı.
Ve elbette, hayatın sunduğu o başka mucizeler de var…
Sevdiğimle el ele, kol kola dolaştığımız sokaklar…
Gecelerin sabaha bağlandığı o büyülü anlar…
Paylaştığımız kahkahalar ve keşfettiğimiz güzellikler…
Dünyanın sunduğu her “iyi” şeyi beraberce kokladığımız, gördüğümüz, içimize çektiğimiz o anlar…
Bir zamanlar mutluluğu bildiğimi sanıyordum.
Şimdi anlıyorum ki… Mutluluk derinleştikçe insanın yüreği genişliyormuş.
Ve yüreğim, sevginin bolluğuyla taşıyor bugün.
İçimden dışarı doğru yayılan… Sıcak, zarif ve her an büyüyen bir sevgi.
Biliyorum ki, bolluk her zaman etrafımızdaydı; ben de şimdi o bolluğun içinde güvenle nefes alıyor, onun beni zarifçe yükseltmesine izin veriyorum.
Hayal ettiğimden daha ferah, daha dingin, daha geniş bir yaşamın içinde olduğumu görmek… Nasıl tarif edeceğime karar vermekte tereddüt ettiğim bir şükran duygusu yaratıyor.
Bugün sahip olduğum şehirdeki ev… Tam da içime sıcaklık veren o ev…
149,5 m²’siyle resmî kayıtlarda duran ve ruhuma etkisi bildiğim bütün ölçüleri geride bırakan bir yuva.
Kapısını kapattığımda hissettiğim güven; odalarından yükselen sakinlik;
yazın serinliği, kışın sıcaklığı;
koltuğumdan ufka bakarken gökyüzünün her hâlini izlediğim o dingin anlar…
Bitki çayımın kokusu, evimin kendine özgü o tatlı atmosferiyle birleşiyor.
Raflarımdaki kitaplar, duvarlarımdaki hatıralar…
Hepsi birlikte beni sarıyor… Beni anlatıyor. Garajda duran aracım. Yazlığımız ve kayak merkezindeki taş duvarlı dağ evimizden ve hatta akıllıca yapılmış hayatımızın geri kalanını güvence altına alan yatırımlarımızdan bahsetmem gerekiyor mu? Emin değilim.
Hayatımızın içine doluveren; samimiyet, sadakat, saflık, saadet, saygı, sakinlik, sarılmalarımız ve en sade saatlerimizi sağ taraflarımızda saklamamız hayatın bir peri masalına ilham olabileceğinin sağlaması gibi.
İnsanlara dokunmak, onlara ilham olmak, içsel kaynaklarıma yaslanmak…
Hayatın bana sunduğu ince öneriler, tatlı rehberlikler ve gelişmeme destek olan yapıcı görüşler…
Hepsi beni başka bir seviyeye taşıyor.
Gözlerimi kapadığımda bile—o titreşimin içime dolduğunu hissediyorum.
Mutlu muyum?
Evet. Hem de derinden.
Sağlığım yerinde mi?
Evet. Şükürle, coşkuyla.
Güvende miyim?
Evet. Hem de her anlamıyla.
Yaşamın tüm güzelliklerini ilmek ilmek hücrelerime işliyor muyum?
Kesinlikle.
Ve biliyorum ki… Bugün aklımdan geçenler bunlar olsa da…
Yarın yine hayatımın tadını, kokusunu, ışığını, sevgisini yazacak bambaşka güzellikler olacak.
Hayatıma, kendi mutluluğunu benim mutluluğumla çoğaltabilen birinin girebilme olasılığı, bu gece uyurken bedenimi dinginliğe, ruhumu ise birlikte kurabileceğimiz cennet gibi bir yaşamın olası olduğuna inanan tatlı bir ferahlığa bırakıyor.
Diliyorum ki senin de hayallerin olsun.
Ve diliyorum ki, eğer bu satırları okurken kendi içinde bir dünyanın kapısını aralıyorsan…
Bil ki:
“Hayal edebiliyorsan, hak ediyorsun…
Ve hak ediyorsan, yaşam bir şekilde sana akıyor.”
Eğer şimdiye kadar hissetmediysen…
Şimdi hisset.
Ve OL.
Çünkü hayat, sen imgelediğinde tüm olasılıklarıyla sana yaklaşır.
Bu gece, yavaşça gevşerken, içindeki sessiz alan açılır ve o alanı, mutluluğumu paylaşarak çoğaltacak bir ruhun var olabileceğine dair ılık bir kesinlik doldurur. Her nefesle, kalbin derinlerinde kıpırdayan o ince umut büyür; sanki evren, hayata iyi gelecek birini usulca yaklaştırmak için görünmez bir yol açar. Uykuya doğru süzülürken, içerde yumuşak bir ışık belirir; o ışık, gelecekte bekleyen dingin olasılıkları hatırlatır ve ruh bu olasılıklara güvenle yaslanır.
Beden rahatlayıp dinlenmeye hazırlanırken, bilinçdışı, mutluluğu paylaşabilecek bir ruhun adımlarını duyar; sanki yaklaşan bir sıcaklık hayatın kapısını içeriden aydınlatır. Kalbin derin yerlerinde bir kıpırtı oluşur; belki de bu, gelecekte hayatı ferahlıkla, refahla, sevgiyle dolduracak birinin varlığına duyulan sezgisel bir inanç.
Gözler kapanırken, içerde beliren o sessiz güven fısıldar: ‘İyilik, sıcaklık, sevgi ve saygı… bana doğru gelirken yüreğimde heyecanla coşar.’
